Zaman zaman yorgunluk, ağır iş temposu gibi sebeplerden dolayı vücudumuzun çeşitli bölgelerinde ağrı ve şişlik meydana gelebilir.
Ancak bazı belirtiler, bu ağrı ve şişliklerin ciddiye alınması gerektiğini gösteriyor olabilir. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Aybars Kıvrak, o belirtileri sıralayarak hangi hastalığın habercisi olabileceği konusunda önemli bilgiler verdi.
Vücutta meydana gelen bölgesel şişmeler çeşitli sağlık sorunlarının belirtileri arasında sayılabiliyor.
Kullanılan bazı ilaçlar bu şişliklere sebebiyet verebileceği gibi kalp yetmezliği, böbrek hastalıkları, karaciğer hastalıkları, lenfödem, hamilelik gibi durumlarda şişliklerle kendini gösterebiliyor. Öte yandan bazı şişliklerin karakteristik özellikleri adeta uyarıcı niteliği taşıyor. Ganglion (el bileği) kisti belirtileri bazı ayırt edici özelliklere sahip bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor.
EL BİLEĞİNDE ŞİŞLİK VE AĞRIYA DİKKAT!
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Aybars Kıvrak bu kistin, genellikle el bileğinde veya elin üst kısmında oluşan iyi huylu bir kist olduğunu ifade ederek şunları söyledi:"İçerisinde jöle kıvamında bir sıvı vardır. Bu kistler genellikle eklem veya tendonların yakınında bulunur. Ganglion kistleri ağrıya neden olabilir ve hareket kısıtlılığına yol açabilir."
Ganglion kistlerinin kesin nedeni bilinmemekle birlikte bazı faktörler bu hastalığın gelişimini tetikleyebiliyor.
Örneğin; el ve bilek bölgesini kullanarak tekrarlayan hareketler, el bileği veya tendonlarda yaşanan yaralanmalar, eklem veya tendonlardaki sorunlar ganglion kistlerine zemin hazırlayabiliyor.Uzman isim Kıvrak, belirtilerin kişiden kişiye göre değişiklik göstereceğine dikkat çekerek sıklıkla karşılaşılan semptomları sıraladı:"El bileğinde belirgin bir şişlik oluşumu, kistin yarattığı kitle etkisine bağlı olarak özellikle el bileği hareketleri ile artan ağrı, el bileğinde hareket kısıtlılığı veya güçsüzlük Ganglion kistine işaret edebilir. Kistlerin boyutu zamanla değişebilir, bazı dönemlerde küçülüp bazı dönemlerde büyüyebilir. Patlayabilir ve hatta kendiliğinden kaybolabilir."
Ganglion kisti her yaşta ve cinsiyette görülebilse de, bazı demografik gruplarda daha sık karşılaşılabiliyor.
Bilimsel verilere göre bu kist 20-40 arasındaki yaş grubunda daha fazla ortaya çıkarken çocuk ve yaşlılarda daha nadir rastlanabiliyor.
KLAVYE KULLANMAK RİSKİ ARTIRIYOR
Yine aynı veriler, kadınlarda el bileği kisti çıkma olasılığının erkeklere oranla 3 kat daha fazla olduğunu ortaya koydu.
Tekrarlayan el ve bilek hareketlerini içeren aktivitelerde bulunan kişilerde ise (örneğin, klavye kullananlar, müzisyenler, sporcular) Ganglion kisti gelişme riskinin arttığı tespit edildi.
Ortopedi uzmanı Aybars Kıvrak, kistin oluşum riskini artıran diğer etkenleri açıkladı:
"El bileğinde daha önce travma geçirmiş kişilerde Ganglion kisti gelişme olasılığı daha yüksektir. Bu travmalar doğrudan bir ilişkiye sahip olmasa da eklem veya tendon kılıfındaki zayıflıkların kist oluşumuna katkıda bulunabileceği düşünülmektedir. Ayrıca, ailede Ganglion kisti öyküsü bulunan kişilerde bu kistlerin gelişme olasılığı daha yüksektir, bu da genetik bir bileşenin olabileceğini düşündürmektedir."
Ganglion kistinin fiziksel muayene ya da ultrason, MR gibi görüntüleme yöntemleri ile teşhis edildiği biliniyor.
Kist ağrıya neden olmuyor ve günlük hayatı etkilemiyorsa, hasta gözlem altında tutulabiliyor.
Ancak hastalığın ağrılı seyretmesi durumunda nonsteroid anti-inflamatuar ilaçlar kullanılabiliyor.
Bir başka tedavi yönteminde ise kistin içerisindeki sıvı iğne yardımıyla çekilerek hasta rahatlatılabiliyor.
Bu tedaviden sonra tekrarlama ihtimalinin yüksek olduğunun altını çizen Kıvrak, hastalar için ağrılı bir işlem olabileceğini belirtti ve ekledi:"Diğer tedavi yöntemlerinin işe yaramadığı durumlarda cerrahi tedavi ön plana çıkmaktadır. Bunun dışında bazı önlemler ve tedavi yöntemleri ile yaşam kalitesi artırılabilir. Örneğin; bilek destekleri kullanarak bileği sabitlemek ve kisti rahatlatmak ya da fizik tedavi egzersizleri ile bilek ve el kaslarını güçlendirmek mümkündür. Yine de doktor kontrolünde kistin durumu izlenmeli ve gerektiğinde tedavi planı güncellenmelidir."
KAYNAK: POSTA GAZETESİ
