GENEL

ÇALDIĞI VE BİLECİK'TE ÜRETİMİNİ YAPTIĞI ARPLARLA TÜKRİYE'Yİ TEMSİL EDİYOR

Türkiye'deki tek barok arp sanatçısı Zeynep Öykü, küçük yaşlarda yurtdışında bir mağazanın vitrininde gördüğü arpla müzisyenlik kariyerine başladı.

Türkiye'deki tek barok arp sanatçısı Zeynep Öykü, küçük yaşlarda yurtdışında bir mağazanın vitrininde gördüğü arpla müzisyenlik kariyerine başladı.

Bugün yerli arp üreten bir müzisyen olan Zeynep Öykü, “Ülkedeki tek barok arp sanatçısıyım. Arp gerçekten dünyada da az bilinen bir çalgı, sadece Türkiye'ye özgü bir durum değil. Hatta Türkiye olarak arp sanatı konusunda birçok ülkenin ilerisindeyiz” dedi.
Türkiye'de ilk kez yerli arp üreten ve Türkiye'nin tek barok arp sanatçısı olan 32 yaşındaki Zeynep Öykü, 13 yaşında yurtdışında bir müzik mağazasının vitrininde arpı gördü. O an bu enstrümanı çalmak için ders almaya karar veren Öykü, vitrinde gördüğü arpı satın aldı. Türkiye'de uzun zaman arp öğrenebileceği hoca bulamayan müzisyen Öykü, ilk derslerini Ceren Necipoğlu'ndan aldı. Eğitimine yurtdışında çeşitli hocalarla devam eden arp sanatçısı, Türkiye'ye döndüğünde kendi öğrencilerini yetiştirmeye başladı. Öğrenci sayısı arttıkça arp bulmakta zorlanan Öykü, enstrümanı üretmek için harekete geçti. Üretim için de önce yurtdışında eğitim alan Öykü, Bilecik'e yerleşerek burada bir merkez kurdu. Enstrümanları da burada eşiyle birlikte üreten Öykü, gelen talepler üzerine dünyanın farklı yerlerine arp gönderiyor. New York'ta ‘Peri Kraliçesi'nin arplarını da seslendiren Zeynep Öykü, verdiği konserlerle de Türkiye'yi temsil ediyor.

“Ülkedeki tek barok arp sanatçısıyım”
Türkiye'deki tek barok arp sanatçısı olduğunu ifade eden Zeynep Öykü, “Ülkedeki çok az sayıda arp sanatçısından biriyim. Ülkedeki tek barok arp sanatçısıyım. Erken dönem müziği üzerine çalışıyorum. Klasik arp eğitimi aldım ancak daha sonra barok dönem ve daha da gerisi Rönesans ve Orta Çağ müziklerine ilgi duyarak bu dönemlerin arplarını çalmaya başladım. Bugünde ülkemizde dönem müziği icra ediyorum. Arp gerçekten dünyada da az bilinen bir çalgı, sadece Türkiye'ye özgü bir durum değil. Hatta Türkiye olarak arp sanatı konusunda birçok ülkenin ilerisindeyiz. Çalmasının zor olması, üretiminin çok zor olması bununda fiyatının çok yüksek tutulması, ulaşımının zor olması yıllar boyu bu çalgıyı biraz daha insanlar uzak tutar hale getirmiş. Bu bugün için geçerli değil. Tarihte de böyle gerçekten küçük bir zümrenin çaldığı bir çalgı olarak kalmış. Bizim sazımız gibi İrlanda'nın halk şarkılarına ve türkülerine eşlik eden bir numaralı enstrümanı arptır. Sadece İrlanda'da halka mal olmuş bir çalgı olmuş. Onun dışında üst zümrenin çaldığı bir çalgı” dedi.

“Tesadüfen bir müzik mağazasının vitrininde arpla karşılaştım”
Küçük yaşlarda yurtdışında bir müzik mağazasının vitrininde arpla tanıştığını anlatan Öykü, “Ben aslında ressam olmak istiyordum. Resim de yapıyordum, hayalim buydu. Müziği de hobi olarak yapıyordum. Çocukluğumda piyano ve gitar çalıyordum. Yurtdışında bir resim kampına gitmiştim. Küçüğüm daha ilk kez yalnız yurtdışına çıkıyorum. Liseye başlamamıştım henüz. Orada yolda yürürken tesadüfen bir müzik mağazasının vitrininde arpla karşılaştım. Arp diye bir şeyin varlığını biliyordum ama fiziksel olarak bir arp görmemiştim. İlk gördüğüm arp, ilk aldığım arpım olmuş oldu. O mağazaya girip o arpı satın aldım. Bütün kamp için kullanacağım parayı arpa vermiştim. Sonra ailemi arayıp para kalmadı dediğim için fırça yemiştim. O arp oldukça küçük ve kötü bir arptı. Aslında bakarsanız piyasadaki en kalitesiz arptı. Türkiye'ye döndüğümde uzun süre hoca bulamadım. Benim 7'den 70'e değil, 5'den 80 yaşına kadar öğrencilerim var. Türkiye'de büyük zorluklarla hoca bulduktan sonra ilk derslerimi Ceren Necipoğlu'ndan aldım. Daha sonra dersler için yurtdışına gitmeye başladım. Yurtdışında çeşitli hocalarla çalıştım. Sonrada zaten kendimi barok arpa sardım” ifadelerini kullandı.


 

"Eğer arp üretebiliyor olmasaydık ona ulaşmam çok zor olurdu”
Arp üretmeseydi enstrümana ulaşmasının çok zor olduğuna değinen Müzisyen Öykü, “Dönem çalgısına ulaşmak çok kolay değil. Şu an barok arp çalıyorum. Eğer arp üretebiliyor olmasaydık ona ulaşmam çok zor olurdu. Arp üretmeye yokluk, imkansızlık ve zorluklar nedeniyle karar verdik. Her zaman içimde ülkemizde arp üretilsin diye bir istek vardı. Genel de benim bu düşüncem üçüncü bir kişiyle birlikte oluyordu. Enstrüman yapımcısı bir kişiyle ortak bir proje yapılır ve arp üretilir. Bu şekilde denemelerim olmuştu. Her seferinde başarısız oldu. Arpın üretimi diğer çalgıların üretiminden çok farklı dolayısıyla çok iyi bir çalgı yapımcısı, çalgı yapımında okumuş ve gerçekten işini bilen birisi de olsa sıfırdan başlıyor. Temelden prensip olarak arp diğer çalgılardan çok farklı. Ben çalgı yapan birinin arpta yapabileceğini düşünerek bir yanılsamaya uğruyormuşum. Bunu artık kendimiz yapmalıyız diye karar verdim. Amerika'da benim arpımı üreten ustadan eğitim aldım. Eşim Ali Öztürk ile birlikte aldık. Gitar ürettiği için temel bilgileri vardı. Eğitim aldığım hocalarımız destekleriyle, her adımda yanımda olmalarıyla bu işi başardık. Arp eğitimi veriyorum. Çok fazla öğrencim var gerçekten. Hobi olarak arp çalan çoğu kişi benim öğrencimdir. Dolayısıyla arpı onlara hiçbir zaman yetiştiremiyordum. Ben kendi açığımı kapatmak istiyordum. Şimdi kendi açığımı kapatmanın dışında ürettiğimiz arplar gerek görüntüsü gerekse sesi olarak kalitesini gösteriyorlar. Yurtdışında çok fazla talep gelmeye başladı. Geçen gün Avustralya'dan birisi sordu. Mısır'a, Suudi Arabistan'a, Japonya'ya gönderdik. Geçtiğimiz 2-3 ay içinde Amerika'ya ve Afrika'ya gönderdik. Yurtdışından da ilgi olmaya başladı. Kendi öğrencilerimin açığını kapatırım diye düşündüğüm şey şu anda beklediğimden fazla bir ilgiyle karşılanıyor. Gittikçe de büyüyor. Çok memnunum tabii bu durumdan” şeklinde konuştu.

“Barok arp çalmak istediğimde hayalim o büyük opera sahnesinin içinde olmaktı”
Lise çağlarından bu yana çeşitli konserler yaptığını aktaran Zeynep Öykü, “Kendi projelerimi sahnelemeye 2016-2017 yılında başladım. Zaman geçtikçe daha spesifik, daha dönem müziğinde ve besteciler üzerinde projeler yapmaya başladım. Şimdi de barok arp ‘arpa doppia' enstrümanını çalıyorum. Şuan ülkemizde tek kişi olmamın yanı sıra dünyada çok az kişi var. Barok arp daha çok opera için önemlidir. Çeşitli yerlere dünyada çalabilen az kişiler davet ediliyor. Bu yaz New York'ta ‘Peri Kraliçesi'nin arplarını seslendirdim. Önümüzdeki sene tekrar başka bir opera projesi için davet edildim. Benim için gerçekten çok heyecan verici çünkü barok arp çalmak istediğimde benim de hayalim o büyük opera sahnesinin içinde olmaktı” diye konuştu.