Yeniden Refah Partisi (YRP) Bilecik İl Başkanı Cafer Arslanboğa, Doğalgaz piyasası ile ilgili basın açıklamasında bulundu.

Whatsapp Image 2025 01 04 At 13.02.01-1

 YRP İl Başkanı Cafer Arslanboğa, “Ülkemizde 81 İl ve birçok İlçemiz dahil olmak üzere toplam 850’den fazla yerleşim biriminde yaşayan yaklaşık 62 milyon kişiyi kapsayan 20,6 milyon aile doğalgaz kullanmaktadır. Dolayısıyla Doğalgaz piyasasında meydana gelen her değişim Ülkemiz vatandaşlarını doğrudan etkilemektedir” dedi.

Arslanboğa, “Rusya, Ukrayna üzerinden Avrupa Birliği üyelerine gönderdiği doğalgazı yılbaşının ilk günü kesti. Rusya, Avrupa’yı sıkıştırmak için 2006 ve 2009’da da doğalgazı kesmiş, AB’ye karşı bir çeşit ekonomik silah gibi kullanmıştı. Ancak bu sefer Ukrayna, transit geçiş anlaşmasını, Rusya’nın anlaşmayı yenileme talebine rağmen uzatmak istememiş, gaz geçişini durdurmuştu. Ukrayna’nın yol açtığı bu duruma rağmen, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, sanki Rusya suçluymuş gibi Rusya’yı AB’ye şantaj yapmakla suçlamıştır” ifadelerine yer verdi.

 Açıklamasının devamında Arslanboğa, şunları da ekledi; AB yetkilileri, önceki tecrübeler ışığı altında tedbirli olduklarını belirtseler de, bu kış onlar için de zor geçecektir. Yıllık 600 milyar metreküp gaz tüketen AB’nin gaz ihtiyacının %40 kadarı Rusya’dan karşılanmaktadır. AB ülkeleri gaz açıklarını SPOT piyasa adı verilen LNG yüklü tankerlerden karşılama mecburiyetinde kalacaklar ve SPOT piyasadaki doğalgaz satış fiyatları tabii olarak yükselecektir.  Bu durum, gaz ihtiyacının % 33,61 kadarını SPOT piyasadan karşılayan Türkiye’yi doğrudan etkileyecek ve  fiyatlar yükselecektir.

 Türkiye, sanayinin tüketimine bağlı olarak yıllık 50-60 milyar metreküp arasında doğalgaz kullanmaktadır. Nijerya ve Cezayir ile olan LNG alım anlaşmalarımız bitmiştir. Rusya ile boru hatları üzerinden aldığımız uzun süreli doğalgaz anlaşmanın ilki bitmiş, ikincisi bu yıl bitecektir. İran ile yaptığımız yıllık on milyar metreküplük anlaşma ise 2026 Haziran ayında bitecektir. Rusya ile imzalanan yeni bir anlaşma yoktur. ABD baskısıyla İran doğalgaz anlaşmamızın uzatılıp uzatılmayacağı belli değildir. “Türk akım” adı verilmesine rağmen gerçekte Rusya’nın malı olan boru hattından ise biz sadece 5,75 milyar metreküp gaz almaktayız.

 Türkiye Doğalgaz zengini bir ülke değildir. İhtiyaç duyduğu doğalgazı çeşitli ülkelerden temin etmektedir. Doğal gaz ithalatında 24 Haziran 2024 itibariyle, birinci sırada yüzde 42,27 payla Rusya yer alırken bu ülkeyi yüzde 20,32'yle Azerbaycan, yüzde 11,86'yla Cezayir, yüzde 10,71'le İran ve yüzde 7,95'le ABD izledi.

 Hatırlanacağı üzere Karadeniz gaz sahamızda yapılan keşif ve Filyos limanına yapılan boru hatları sonrasında günlük gaz üretiminin 10 milyon metreküp olacağı (yıllık 3,5 milyar metreküp) ifade edilmişti. Çeşitli arızalar ve borulara kum kaçması sebebiyle başlangıçta üretimin 2,7 milyon metreküp olduğu ve Sayın Bakanın ETKB sitesinde ifade ettiği şekliyle, gelecekte günlük beş milyon metreküpe çıkaracakları söylenmektedir. Sadece 2,7 milyon metreküp günlük üretim doğru olsa bile, Sakarya havzasından yıllık 985 milyon metreküp üretim yapmış olmalıydık. İç üretimimiz, EPDK’nın 16.06.2024 tarihli raporuna göre 807 milyon metreküptür. Bu rakam, Zonguldak (Sakarya gaz sahası), Tekirdağ, Kırklareli, Düzce ve İstanbul’daki gaz havzaları dahil olmak üzere Türkiye’de üretilen toplam gaz miktarıdır. Ancak bu rakam Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı sitesindeki rakamlarla örtüşmemektedir.

 Hükümetin bazı bilgileri halkımızdan sakladığı çok açık görülmektedir. Sakarya sahasında yapılan doğalgaz üretimi ve boru hatları ile karaya taşıma düzeneği iyi planlanmamıştır. Tuna sahasından Filyos limanına olan 170 kilometrelik mesafe çok problem çıkarmaktadır. Karadeniz havzasındaki Şelfin eğimi hesaba katılmamış, borulardan kum gelişi uzun süre engellenememiştir. Bu sebeple projeyi dizayn eden Schlumberger firmasının iş hacmi Türkiye tarafından çok azaltılmış, yerine Backer Hughes firması devreye sokulmuştur. Hükümetin ikinci faz diye adlandırarak halkımıza boş ümitler verdiği yatakların rezerv hesabı için en az 30 sondaj daha yapılacaktır. Yani bu miktarın artışı dağdaki kuş gibidir. Ayrıca, mevcut üretim tekniğindeki hataların ortaya çıkışından sonra üretim tekniği değiştirilerek gemi platformları kiralanmıştır. Gemilerde yapılacak tadilat sonrası denizde üretim yapılacak ve karalara tankerlerle LNG olarak taşınacaktır. Bu işlemlerin gazın birim maliyetini arttıracağı şüphesizdir.

 Doğalgaz depolama alanlarımız Tuz Gölü ve Silivri’dedir. Toplam 4.4 milyar metreküplük hacimlerin arttırılma projeleri yapılmıştır. Ancak hali hazırdaki durum, bir sıkıntı anında yıllık tüketimimize göre ancak % 7,3-8,8 kadarını karşılayabilecektir. Bir kriz anında doğalgaz depolarımızın ülke ihtiyaçlarını bir aylık bile karşılamayacağı ortadadır. Geçen yıl, İran’ın kısa süreli doğalgaz akışını kesmesi sonucu bu durum çok net olarak görülmüş, ihracat kayıpları yaşanmıştır.

 AB, Ukrayna’yı desteklemek amacıyla Rusya’ya tavır koyup doğalgaz ithalatını çok azaltırsa bu durum bir ölçüde Türkiye’ye yarayabilir. Daha fazla riske girmeden Rusya ve İran ile yeni uzun vadeli doğalgaz alım anlaşmaları yapılması gerekmektedir. Aksi halde vatandaşlarımızın kışın ödeyecekleri doğalgaz faturaları beklediklerinin çok üstünde olacaktır.

 Ülkemizin yapması gereken en önemli çalışmalardan biri de Bor füzyonu çalışmasıdır. Partimiz ARGE Başkanlığının da çok önem verdiği bu çalışma tamamlanabilirse ülkemizin enerji probleminin kalmayacağını birlikte göreceğiz.